Christopher Nolan zaman kavramı üzerine oynamayı seven bir yönetmen. Tıpkı Inception’da olduğu gibi Dunkirk’te de farklı zaman çizgileri var: Bir haftaya yayılmış kumsaldan kaçış hikayesi, bir güne yayılmış yardım için giden teknenin hikayesi ve bir saate yayılmış pilotların hikayesi. Bunlar bir noktada birleşiyor.

Bu komplike içerik ve anlatım biçimi Hans Zimmer’ın müziği ile birleştiğinde ortaya o kadar ağır bir film çıkıyor ki, seyirciler filmi izlerken hem geriliyorlar hem de yoruluyorlar.

Film izleyici üzerinde adeta tedirginlik yaratıyor. Bana öyle olmuştu. Yorumlardan okuduğum kadarıyla benim gibi düşünen pek çok kişi var.

Bu tedirginliğin en önemli sebeplerinden biri Hans Zimmer’ın müziğinde kullandığı Shepard tonu (Shepard tone) ve Shepard gamı (Shepard scale).

Aslında Shepard tonunu kullanmak Zimmer’ın değil, Nolan’ın fikri. Nolan, Business Insider’a verdiği röportajda Shepard tonunu ilk defa besteci David Julyan ile birlikte Prestige adlı filmde kullandıklarını, Dunkirk’ün senaryosunu yazarken de filmdeki sürekli olarak artarak devam eden tansiyonu bu prensibe dayandırdığını açıkça ifade etmişti.

 

Shepard Tonu

Shepard tonu, aralarında birer oktav fark bulunan sinüs dalgalarının (örnek olarak 200 Hz, 400 Hz ve 800 Hz) üstü üste binmesi ile ortaya çıkan sestir. Aynı şekilde bunu notalar için de düşünebiliriz (örnek olarak A2, A3 ve A4).

Shepard tonu, adını Amerikalı bilişsel bilim (cognitive science) uzmanı Roger Shepard’dan almıştır. Shepard’ın 1964 yılında Journal of Acoustical Society of America’da “Circularity in Judgements of Relative Pitch” başlıklı makalesi bu kavram üzerine yazılmıştır.

 

Shepard Gamı

Shepard tonu ve Shepard gamı genelde değişimli olarak kullanılsa da aslında ikisi farklı terimlerdir.

Shepard gamı, aralarından birer oktav bulunan bir dizi notadan (bir dizi Shepard tonundan) oluşan gamdır. Bu gam dahilinde sırayla aynı anda çalınan notalardan üst oktavdakilerin sesleri yavaş yavaş azaltılırken, alt oktavdakilerin sesleri ise yavaş yavaş yükseltilir. Gamın ortasındaki (aralarında birer oktav fark bulunan) notalar aynı ses şiddetine sahip olurlar.

Shepard gamı bu şekilde arka arkaya çalındığında müzikte sürekli bir yükselme hissi yaratıyor. Shepard gamı tersten çalındığı ve tekrar ettiği zaman bu sefer de müzikte düşüş hissi yaratıyor.

 

Shepard Gamı: Deneme

Bunu herhangi bir sequencer üzerinde pratiğe döküp deneyebiliriz.

Pro Tools içinde bir gam yazdım ve bu MIDI klibini aralarında birer oktav fark olacak şekilde iki defa çoğalttım.

 

Basit bir piyano sesi ile çaldırınca aşağıdaki gibi duyuluyor.

 

Daha sonra üst oktavdaki notaların şiddetini (velocity) yavaş yavaş azalttım, alt oktavdaki notaların şiddetini ise yavaş yavaş çoğalttım. Ortadaki oktavı sabit bıraktım çünkü Shepard tonunu yakalamak için aynı anda (aralarında birer oktav bulunan) en az iki adet nota duyulması gerekiyor.

Görsel olarak karşımıza çıkan tabloyu aşağıdaki ekran görüntülerinde inceleyebilirsiniz.

 

Loop yaparak aldığım sonucu aşağıdaki ses klibinde dinleyebilirsiniz.

 

Aldığım sonuç gamların düz çalınan haline göre oldukça farklı. Bence bir yükselme hissi var ancak bu yükselme hissi sonsuza giden bir his gibi gelmiyor bana… “Loop” olduğunu duyuyorum.

 

Shepard-Risset Glissando

Shepard gamından esinlenen Jean-Claude Risset, tonların sürekli olarak kayarak yükseldiği (veya alçaldığı) kendi versiyonunu yapmış, buna da Shepard-Risset glissando ismini vermiş.

Shepard-Risset glissando, Shepard gamı gibi, arka arkaya tekrar edildiğinde sürekli bir yükselme veya düşüş hissi yaratıyor.

 

Shepard-Risset Glissando: Deneme

Bunu pratiğe dökmek için üç tane birer oktavlık “sweep tone” hazırladım: Birincisi 220-440 Hz, ikincisi 440-880 Hz, üçüncüsü de 880-1760 Hz arasında.

Üst frekanslardaki sinüs dalgasının ses seviyesi yavaş yavaş azalırken, alt frekanslardaki dalganın seviyesi ise yavaş yavaş çoğalıyor. Orta frekanslardaki dalganın seviyesi sabit.

 

Ses kanallarını gruplayıp ufak dokunuşlarla flanger, chorus, delay ve reverb ekledim. Sonucu aşağıdaki ses klibinde dinleyebilirsiniz.

 

Bu, bence piyano ile yaptığım Shepard gamına göre çok daha inandırıcı. Sürekli bir yükselme hissi var. Aslında ses dalgaları sadece birer oktavlık bir aralıkta dönüp dursa da ortaya çıkan sonuç sonsuza giden bir yükselme hissiyatı şeklinde. Görsel olarak eşleştirmek gerekirse bana eski berberlerin kapısındaki dönen kırmızı beyaz işaretleri hatırlatıyor.

 

Dunkirk ve Hans Zimmer

Shepard tonunu ya da gamını kullanma fikri belki Hans Zimmer’a ait değil ancak Shepard gamının filmdeki kullanılış şeklinde Zimmer’ın büyük katkısı var.

Filmde üç farklı zaman çizgisine yayılmış üç farklı hikaye olduğunu belirtmiştim: Kumsaldan kaçış hikayesi (bir hafta), yardım için giden teknenin hikayesi (bir gün) ve pilotların hikayesi (bir saat).

Bu üç hikaye filmin sonunda birleşiyor. Zimmer bu birleşme noktasına yaklaşırken birlikte akan ancak üç farklı süreye yayılmış üç Shepard gamı kullanıyor.

İlk Shepard gamı alt oktavlardan çalınıyor. İkinci Shepard gamı daha yukarıdaki oktavlardan ve birinci gama göre iki kat hızlı bir tempo ile çalınıyor. Üçüncü Shepard gamı ise üst oktavlardan ve ikinci gama göre iki (birinci gama göre dört) kat hızlı bir tempo ile çalınıyor.

“The Oil” – Hans Zimmer (Dunkirk Original Motion Picture Soundtrack) [03:40’tan itibaren]

Filmdeki komplike anlatım yapısı, komplike bir müzik yapısı ile bir araya gelince ortaya seyirciyi yoran ağır bir iş çıkıyor.

Filmi beğenenler olduğu kadar beğenmeyenler de var. Şahsen ben Nolan’ın çok zaman çizgili anlatım şeklini ve Zimmer ile yaptığı iş birliğini çok beğendim. Filmdeki gerginliği ve tedirginliği bir ses illüzyonu üzerine kurmuş olması da tabii beni çok mutlu etti. Belki Dunkirk’ün beni etkilemesinin en önemli sebebi budur. Diğer yandan favori Nolan filmimi soracak olursanız cevabım Interstellar olur. Filmin kendisi gibi ses tasarımını ve müziği de bence çok başarılıdır. Belki o da başka bir blog yazıma konu olur.

 

Teknik terimler için müzik teknolojisi, müzik prodüksiyonu ve ses kayıt terimleri sözlüğüne göz atabilirsiniz.

Benzer paylaşımlar için beni Facebook ve Twitter‘da takip edebilir, haberler için mesaj listeme üye olabilirsiniz. Teşekkürler.

© 2018 Ufuk Önen. Her hakkı saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.