Ayak sesleri, çeşitli objelerin masaya veya yere konulduğunda çıkarttığı sesler, sandalye gıcırtıları, kağıt hışırtıları, sürtündükçe giysilerden çıkan sesler, kısaca film çekimi sırasında kaydedilemeyen veya kaydedilmiş olsa bile kalite olarak yeterli bulunmayan tüm bu sesler post prodüksiyon aşamasında stüdyoda tekrar kaydedilip görüntüye eklenir. Bu tekniğe foley adı verilir.

Foley adı Hollywood’da bir editör olan Jack Foley’den gelmektedir. Jack Foley, 1940’lı yıllarda bir yandan perdede filmi seyrederken bir yandan da oyuncuların hareketlerini taklit ederek çeşitli objeler yardımıyla ses efektleri kaydediyordu. Aslında bu ilk değildi ama bu tekniğin yönetmenler ve prodüktörler arasında popüler hale gelmesini sağlayan kişi Jack Foley olduğu için günümüzde bu tekniğin ismi foley olarak bilinmektedir.

Jack Donovan Foley (1891-1967)

Foley tekniği 1940’lı yıllardan bu yana hemen hemen aynı kalmıştır diyebiliriz. Muhtemelen eskiye göre en büyük fark, günümüzde kayıtların analog bantlara değil de dijital ortama yapılıyor olmasıdır.

Foley, bütün görüntülü prodüksiyonlarda kullanılan ve aslında kullanılması gereken bir tekniktir. Diğer yandan zahmetli ve çok zaman alan (dolayısıyla bütçeden para ayrılmasını gerektiren) bir iş olduğu için bazı küçük bütçeli prodüksiyonlarda foley yapılmaz.

Foley kaydedilen odaların ses izolasyonlarının iyi yapılmış olması gereklidir. Yatak çarşaflarından çıkan hışırtılar gibi çok düşük sesli efektleri kaydederken mikrofonun gain seviyesi oldukça yüksek bir değere ayarlanır. Eğer odanın izolasyonu yeterli değilse mikrofon, dışarıdan gelen sesleri de duyar.

Foley sanatçısı bir yandan filmi seyrederken bir yandan da gerekli efektleri çeşitli objeler ve eşyalar yardımıyla üretir. Bir sahnede genelde aynı anda birden fazla ses bulunur. Gereken tüm sesler tek tek, üst üste gelecek şekilde ayrı ayrı kanallara kaydedilir. Örnek olarak, ilk önce ayak sesleri kaydedilir, daha sonra çeşitli gıcırtı ve hışırtılar, giysi sesleri, objelerin çarpma düşme sesleri, kısaca görüntüde ne varsa tüm sesler görüntüyle senkron olacak şekilde ayrı ayrı kanallara kaydedilir.

Foley, çok zor ve uzun bir işlemdir. Aynı zamanda yaratıcılık gerektirir. İstediğiniz efekti elde etmek için farklı objeler kullanmanız gerekebilir. Örnek olarak küçük bir leğene kum doldurup iki büyük kahve fincanı yardımıyla dörtnala koşan bir at efekti yaratabilirsiniz.

Foley stüdyolarında tencere tavadan tutun da farklı farklı ayakkabılara kadar birçok eşya ve obje bulunur. Ne zaman hangisine ihtiyaç duyacağınızı bilemezsiniz. Büyük ve ciltli bir kitabı bir prodüksiyonda sayfa çevirme sesi için kullanıp bir sonraki prodüksiyonda sayfaları açılmasın diye bir iple bağlayıp yere atarak oyuncuların düşme sesi için efekt yapabilirsiniz. Bunun yanında su sesleri için küvet veya küçük havuz, ayak sesleri için de tahta, mermer ve benzeri yüzeyler bulunur. Bunlardan dolayı foley için orta ve büyük kayıt odalarına ihtiyaç vardır.

Foley çoğu zaman film izleyicileri tarafından fark edilmeyen ancak her ne kadar fark edilmese de filme büyük katkısı olan bir işlem. Üç Oscar ödüllü, modern sinemanın en saygıdeğer kurgucularından ve ses tasarımcılarından biri olan Walter Murch’ün dediği gibi, “ses ne kadar iyiyse, görüntü de o kadar iyidir”.

Teknik terimler için müzik teknolojisi, müzik prodüksiyonu ve ses kayıt terimleri sözlüğüne göz atabilirsiniz.

Benzer paylaşımlar için beni Facebook ve Twitter‘da takip edebilir, haberler için mesaj listeme üye olabilirsiniz. Teşekkürler.

Foley stüdyo fotoğrafı: Pinterest

Fotoğraf: Todd Quackenbush | Unsplash

Jack Donovan fotoğraf: Catherine Clark | Irish America webs istesinden alınmıştır.

© 2019 Ufuk Önen. Her hakkı saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.

Bu yazıda: foley, foley nedir, sinemada ses, sinema ses efektleri, görüntü için ses efektleri