Bruce Swedien denince ilk akla gelen Michael Jackson’ın Thriller albümü oluyor ama Swedien’ın kariyeri aslında daha birçok başarı ile dolu. Swedien, ses kayıt ve miks mühendisi olarak Quincy Jones, Paul McCartney, Count Basie, Duke Ellington, Santana, Jennifer Lopez gibi sanatçılarla çalışmış. On üç defa Grammy ödülüne aday gösterilmiş, beşini kazanmış.

Swedien ile 2009 yılında New York’ta katıldığım Audio Engineering Society’nin kongresinde “ayaküstü” tanışmıştım. Daha sonra 2014 yılında Los Angeles’ta, yine Audio Engineering Society’nin kongresinde, Bobby Owsinski ile birlikte karşılaştık kendisi ile. Biraz sohbet etme şansım olmuştu.

 

Bruce Swedien’ın Make Mine Music adında bir kitabı var. Swedien’ın bu kitapta vokal kaydı ile ilgili olarak anlattıklarını kısa bölümler halinde sizlerle paylaşmak istiyorum.

 

Müzik Türü

Swedien, vokal kaydında her şeyden önce müzik türünün çok önemli olduğunu söylüyor.

Swedien’a göre müzik türü, mikrofonun soliste ne kadar mesafe ile yerleştirileceğini belirliyor. Örnek olarak pop ve rock kayıtlarında mikrofonun soliste çok yakın, caz kayıtlarında ise biraz daha uzak olmasını tercih ediyor.

Müzik türü solistin diğer müzisyenlerle aynı anda mı, yoksa sonradan mı kaydedileceğini de belirliyor. Örnek olarak pop ve rock kayıtlarında hemen hemen her zaman solist ayrıca kaydediliyor. Diğer yandan birçok caz kaydında solist ve diğer müzisyenler aynı anda kaydediliyor. Bu da mikrofon ve polar pattern seçimi, mikrofon yerleşimi gibi kararları etkiliyor.

 

Mikrofon Seçimi

Swedien, müzik kaydı yapmayı bir sanatçının bir manzarayı resme aktarmasına benzetiyor. Sanatçının manzaranın kendisini değil, kendi yorumunu tuvale aktardığını, benzer bir şekilde müzik kaydında kaydı yapan kişinin o anda icra edilmekte olan müziği kendi dokunuşu ile banta ya da kayıt ortamına aktardığını söylüyor. Mikrofon seçimi bu “dokunuş”ta büyük önem taşıyor!

Swedien, mikrofon seçiminin sadece solistin ses özelliklerinin ve vokal kişiliğinin kayda en iyi şekilde yansımasına göre yapılması gerektiğini vurguluyor. Belli bir tecrübe birikimine ulaştıktan sonra, solist ile konuşurken ya da provasını dinlerken içgüdüsel olarak hangi mikrofonun iyi sonuç vereceğini bilmenin mümkün olduğunu söylüyor. Tabii tecrübe birikiminden bahsederken ortadaki isim Bruce Swedien olunca bunu pek de hafife almamak gerekir!

 

EQ

Swedien, küçük miktarlardaki EQ kullanımlarının kayıt açısından yararlı olduğunu ama muhteşem bir vokal kaydı için EQ kullanımına güvenilmemesi gerektiğini söylüyor. Eğer EQ ile büyük bir müdahalede bulunmasını gerektiren bir durumla karşılaşırsa kullandığı mikrofonu değiştiriyor.

 

Duble Vokal

Swedien, ana vokalin çift kaydedilmesinin genelde çok iyi sonuçlar verdiğini söylüyor. Bunun için kullandığı bazı teknikleri anlatıyor.

Swedien, ikinci olarak kaydedeceği ana vokal (duble vokal) için mikrofonu solistten biraz uzaklaştırıyor. Bunu yapmasının iki sebebi var. Birincisi, mesafe değişince kaydedilen sesin renginde az da olsa bir değişiklik oluyor ve bu kayda zenginlik katıyor. İkinci sebep de kayda ilk yansımaları (early reflections) dahil etmek.

Swedien’ın kullandığı bir teknik daha var. İkinci ana vokal kaydı sırasında DAW ya da banttan gelen önceden kaydedilmiş kanalların perdesini 3-4 cent civarında düşürüyor. Böyle olunca solist parçayı 3-4 cent daha düşük söylemiş oluyor. Swedien mikste bu iki vokal kaydını birleştirdiğinde ortaya zengin ve dolgun bir vokal kaydı çıktığını söylüyor. Mikste ikinci vokal kaydını, ilk kayda göre biraz daha düşük tuttuğunu da sözüne ekliyor.

 

Düet

Swedien, düet kayıtlarında solistler için farklı karakteristiğe sahip mikrofonlar kullandığını söylüyor. Solistlerin farklı ses renkleri, mikrofonların farklı karakteristikleri ile birleşince ortaya çıkan “sonik tablo”nun büyüleyici olduğunu düşünüyor.

 

Grup Vokaller

Swedien, 4-5 kişilik vokal gruplarını birbirlerine yüz yüze bakacak şekilde karşılıklı olarak konumlandırıyor. İki adet geniş diyaframlı condenser mikrofon kullanıyor. Mikrofonları aralarında 10 cm ya da da az bir mesafe olacak şekilde sırt sırta yerleştiriyor.

 

Koro

Swedien, koro kayıtları için mümkün olduğunca az sayıda mikrofon kullanıp, bunları korodan uzağa yerleştirmeyi tercih ediyor. Tabii bu teknik için kayıt yaptığınız stüdyonun ya da salonun akustiğinin gerçekten çok iyi olması gerekiyor.

Eğer kayıt yaptığı mekan akustik açıdan yeterince iyi değilse, Swedien bu durumda koroyu daha fazla sayıda mikrofon kullanarak ve bu mikrofonları koroya daha yakın olacak şekilde konumlandırarak kaydediyor. Böyle bir durumda miks sırasında miks mühendisine daha çok iş düştüğünü söylüyor.

 

Make Mine Music

Bildiğim kadarıyla Türkçeye çevrilmedi ama İngilizceniz varsa Bruce Swedien’in Make Mine Music kitabını okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Neyi nasıl yaptığını kendi anlatımıyla okumak gerçekten çok değerli.

Swedien, günümüzün popüler kayıt ve miks mühendislerini etkilemiş çok önemli bir isim. Yazımı Dave Pensado’nun bir sözü ile kapatmak istiyorum: “Kahramanlarınızı değil, kahramanlarınızı etkileyenleri inceleyin.”

 

Teknik terimler için müzik teknolojisi, müzik prodüksiyonu ve ses kayıt terimleri sözlüğüne göz atabilirsiniz.

Benzer paylaşımlar için beni Facebook ve Twitter‘da takip edebilir, haberler için mesaj listeme üye olabilirsiniz. Teşekkürler.

Bruce Swedien fotoğraf: Mr. Bonzai

© 2018 Ufuk Önen. Her hakkı saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.