90’ların ilk yarısında grubum Hazy Hill ile müzik çalışmalarımızı çok hızlı bir şekilde sürdürüyorduk. Bir yandan parçalar yapıyor ve stüdyolarda bu parçaları kaydedip yayınlıyor, diğer yandan da sürekli konserler veriyorduk. Yanlış hatırlamıyorsam 1993 yılının başıydı, Eskişehir’deki ilk konserimiz için trenle yola çıktık. Oldukça heyecanlıydık. Eskişehir bir üniversite şehri olduğu için genç ve dinamik bir kitlesi olduğunu biliyorduk. Soundcheck için konser salonuna girdiğimizde doğrusunu söylemek gerekirse moralimiz bayağı bozuldu çünkü ses sistemi çok kötü “görünüyordu”.

Kitabı kapağına göre değerlendirmenin yanlış olduğu söylenir… Bizim Eskişehir’de karşılaştığımız durum da aynen öyle oldu. Kitabı kapağına göre yani ses sistemini görünümüne göre değerlendirdik ve (neyse ki) yanlış çıktık. Konserden sonra salon içinde sesin gayet dengeli ve iyi olduğunu söylediler. Öyledir muhtemelen. Beni en çok şaşırtan ise sahne içindeki ses oldu. Monitör miksi o kadar dengeli ve temizdi ki… O güne kadar sahne içinde davulu, bas gitarı, gitarı ve kendi vokalimi hiç bu kadar net ve tane tane ayırt edilebilen bir şekilde duymamıştım. Yurtdışındakiler de dahil olmak üzere Hazy Hill ile çıktığım hiçbir konserde bir daha hiç o kadar temiz bir monitör miksine denk gelmedim. Bu da Eskişehir ile ilgili unutamadığım bir anımdır.

O konserden neredeyse 25 yıl sonra, 11 Kasım 2017’de, yine trenle Eskişehir’e doğru yola çıktım. Bu seferki ziyaretimin sebebi konser vermek değil, “Bu İşi Evde Nasıl Yaparım?” adlı, müzik prodüksiyon ile ilgili bir sunum yapmaktı. “Bu İşi Evde Nasıl yaparım?” aslında 2016 yılında Tanerman ile birlikte oluşturduğumuz bir konseptti. Bu konsept üzerine Ankara ve İstanbul’da bir dizi workshop düzenlemiştik. Bu workshoplarla ilgili yazımı buradaki linkte bulabilirsiniz. 11 Kasım 2017 tarihli Eskişehir etkinliğini ise tek başıma gerçekleştirdim.

Sunum ile birlikte imza günü de içeren Eskişehir etkinliğini Music Office ve Public Tube Performance Hall ev sahipliğinde Özcan Yapıcı ve Umur Sağdıç organize etti. Yaklaşık 75 dakika süren sunumumda ilk önce müzik prodüksiyonu ile ilgili olarak son 30 yılda yaşanan değişiklikler üzerine konuştum ve kendi tecrübelerim üzerinden gözlemlerimi paylaştım. Daha sonra evde müzik prodüksiyonu yapmak için gereken donanım ve yazılım üzerine yine kendi tecrübelerime dayanarak önerilerde bulundum. Bir sonraki adımda ise bu işi öğrenmek ve ilerletmek için neler yapılabileceği ve nasıl hareket edilmesi konusunda tavsiyelerde bulundum. Son olarak, ses teknolojileri üzerine çalışırken tek alanın müzik prodüksiyon olmadığını vurguladım ve diğer alanlar hakkında bilgiler verdim. Sunumdan sonra soruları cevapladım, etkinliğe katılanlarla tanıştım ve kitaplarımı imzaladım.

Özcan Yapıcı, Umur Sağdıç, Music Office ve Public Tube Performance Hall başta olmak üzere etkinlikte emeği geçen herkese ve tüm katılımcılara çok teşekkür ediyorum. Sayelerinde 25 yıl sonra Eskişehir ile ilgili tekrar çok güzel bir anım oldu. Umarım yakın zamanda başka etkinlikler yapma fırsatını da yakalarız.

Teknik terimler için müzik teknolojisi, müzik prodüksiyonu ve ses kayıt terimleri sözlüğüne göz atabilirsiniz.

Benzer paylaşımlar için beni Facebook ve Twitter‘da takip edebilir, haberler için mesaj listeme üye olabilirsiniz. Teşekkürler.

Etkinlik fotoğrafları: Kadir Kartal

© 2017 Ufuk Önen. Her hakkı saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.