Son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de müzisyen ve besteciler tarafından film, video ve dizi müziklerine gösterilen ilgi oldukça arttı. Günümüzün dijital teknolojisi sayesinde bir bestecinin bir film, video veya dizi müziğinin büyük bir bölümünü, hatta bazı durumlarda tamamını, evde kurduğu stüdyosunda çalışarak bitirmesi mümkün hâle geldi. Küçük bütçeli işlerde kendi ev stüdyosunda çalışan besteciler özellikle tercih ediliyor.

Önceleri, müzik yazım aşamasında, MIDI sequencer ve gerekli durumlarda ses kayıt cihazları timecode ile videoya senkronize ediliyor ve görüntü referans alınarak müzik besteleniyordu. Mevcut dijital teknoloji sayesinde işler daha kolay ve çabuk bir hale geldi. Video artık dijital olarak Pro Tools, Logic veya Cubase gibi bir ‘host program’ içine alınıyor ve bu program içinde MIDI, audio ve video birbirlerine senkronize olarak çalışabiliyor.

İşin teknik yönü üzerine uzun uzun yazmak mümkün ancak ben bu yazıda senkronizasyon veya diğer teknik konulara girmek yerine “film sesleri” üzerine genel bilgiler vereceğim. Sinema filmleri de dahil olmak üzere görüntülü herhangi bir program (televizyon dizisi, kısa film, belgesel, tanıtım videosu ve benzerleri) için müzik yazarken tabloyu bir bütün olarak düşünmemiz ve müziğin bu tablo içinde bir parça olduğu iyice kavramamız gerekir. Bu yapabilmek için de “film sesleri” hakkında bilgi sahibi olmamız ve bu seslerin bütün içindeki işlevlerini anlamamız gerektiğini düşünüyorum.

Ses tasarımını yaptığım Hunger adlı filmin Pro Tools ekranından bir kare

 

Görüntü ve Ses

Film ve diğer görüntülü programlarda ses, bazen ekranda gördüklerimizi destekleyen, bazen de görüntünün verilmek istenileni tam olarak veremediği durumlarda eksik kalan noktaları tamamlayan çok önemli bir unsurdur. Çoğu insan film seyrederken sesin öneminin farkında olmaz. Filmde sese dikkat çekmek için yapılacak en basit hareket filmi izlerken sesi kapatmaktadır. Sesin önemli bir unsur olduğu, ses olmayınca fark edilebiliyor!

Bunu yapmak gerekli midir? Bence değildir çünkü Francis Ford Coppola’nın da dediği gibi, ses, seyircilerin üzerinde fark ettirmeden bir etki oluşturuyor. Buradan yola çıkarak sesi yönetmenin “gizli silahı” olarak düşünebiliriz. Bunun bilincinde olan yönetmenler filmlerinde ses konusunda çok titiz davranırlar.

 

Soundtrack Nedir?

Bir film veya herhangi bir görüntülü prodüksiyonun ses kanalı İngilizcede ‘soundtrack’ olarak adlandırılır. Soundtrack terimi her ne kadar popüler olarak bir filmdeki müzik parçalarını ve bu parçalarla oluşturulan albümleri ifade etmek için kullanılsa da esas anlamı bu değildir. “Sound”, “ses”; “track” ise “kanal”dır. ‘Soundtrack’, filmin tüm seslerini barındıran “ses kanalı” anlamına gelmektedir.

 

Filmin Tüm Sesleri

‘Soundtrack’ filmin tüm seslerini barındırır dedik… Peki, “filmin tüm sesleri” ya da “film sesleri” nelerdir? Kategorilere bölebilir miyiz? Bu kategorilere hangi sesler dahildir?

Filmlerde veya diğer görüntülü prodüksiyonlardaki sesleri, diğer bir deyişle “film sesleri”ni üç ana gruba ayırabiliriz:

  • İnsan sesleri
  • Efektler
  • Müzik

 

İnsan Sesleri

Filmlerdeki insan sesleri denilince akla ilk gelen diyaloglar oluyor ama aslında insan sesleri altında üç farklı kategori bulunuyor: monologlar, diyaloglar ve voice-over.

Monolog, Yunancada “tek başına konuşma” anlamına gelen “monologos” kelimesinden gelmektedir. Monolog, filmde oyuncunun kendi kendine yaptığı konuşmadır.

Diyalog, iki ya da daha fazla oyuncunun tarafından yapılan karşılıklı konuşmadır. Diyaloglar genellikle film ve video çekimi sırasında sette kaydedilir. Sette kaydedilen diyaloglar daha sonra teknik veya diğer nedenlerden dolayı stüdyoda değiştirilebilir veya tekrar kaydedilebilir. Bu işleme İngilizcede ADR adı verilir. ADR’ın açılımı “Automatic Dialog Replacement”tır, “otomatik diyalog değiştirme” anlamına gelir. Oyuncular stüdyoda, ekranda filmi seyrederken repliklerini dudak hareketleri ile oturacak şekilde tekrar ederler. Dilimize ‘dublaj’ olarak yerleşilen bu işlemin İngilizcede ADR dışında kullanılan diğer iki adı da ‘looping’ ve ‘dubbing’dir.

İnsan sesleri kategorisinde monolog ve diyaloğun yanı sıra bir de ‘voice-over’ bulunmaktadır. Görüntünün üzerine eklenen ve dudak senkronizasyonu gerektirmeyen “dış ses” olarak verilen konuşmalar ‘voice-over’ olarak adlandırılır. Bunun akla gelen ilk örneği belgesellerdeki anlatıcılardır ama voice-over kurmaca filmlerde de kullanılmaktadır.

 

Efektler

Efektler için çok geniş bir tanım yapacak olursak, “filmde insan sesi ve müzik dışındaki diğer tüm sesler efekttir” desek yanlış olmaz sanırım. Efektler denilince genelde ilk olarak silah, patlama ya da araba çarpışma sesleri gibi gürültülü ve seyirciyi etkileyen sesler akla gelir. Bunlara İngilizcede ‘hard effects’ veya ‘principal effects’ adı verilir.

Öne çıkan bu efektlerin yanı sıra bir de herhangi bir ortamda bulunan arka plan (background) sesler vardır. Bu sesler ambiyans (ambient sounds) olarak da adlandırılır.  Bu gruba örnek olarak açık havada rüzgarın çıkarttığı sesleri veya görüntüde arkada bulunan dereden gelen su seslerini gösterebiliriz.

Tüm bu efektler sette film çekimi sırasında veya sonrasında ya da film çekiminden bağımsız olarak stüdyoda veya çeşitli iç ve dış mekanlarda kaydedilebilir. Alternatif olarak, ihtiyaç duyulan ses efektleri piyasada bulunan ticari efekt kütüphanelerinden satın alınabilir.

Yazının ikinci bölümü okumak için tıklayınız.

 

Bilkent Üniversitesi, İletişim ve Tasarım Bölümü’nde bir video çekimi

 

Teknik terimler için müzik teknolojisi, müzik prodüksiyonu ve ses kayıt terimleri sözlüğüne göz atabilirsiniz.

Benzer paylaşımlar için beni Facebook ve Twitter‘da takip edebilir, haberler için mesaj listeme üye olabilirsiniz. Teşekkürler.

Başlık fotoğrafı: Jeremy Yap | Unsplash

Çizim: 35 mm optik ses kanalı | Wikimedia Commons

© 2018 Ufuk Önen. Her hakkı saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.