Audio Engineering Society 137th Convention, Los Angeles, 9-12 October 2014

Audio Engineering Society (AES), 1948 yılında New York’ta kurulmuş olan bir birlik. Şu anda dünyaya yayılmış 75 yerel şubesi ve toplamda 14 bin üyesi var. AES, biri Amerika diğeri ise Avrupa’da olmak üzere her yıl iki büyük kongre yapıyor. Bu kongreler içinde fuarlar da yer alıyor. Bunun yanı sıra yıl boyunca konferanslar ve yerel şubelerin düzenlediği çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor.

Audio Engineering Society’nin 137. kongresi (137th Convention) bu yıl 9-12 Ekim 2014 tarihler arasında Los Angeles’ta yapıldı. Özel bir kongreydi çünkü AES, 12 yıl sonra, Amerika’nın en önemli müzik merkezlerinden biri, belki de en önemlisi olan Los Angeles’a geri döndü. Bu kongreye katılma ve orada bir de sunum yapma fırsatını yakaladım!

Yukarıda da belirttiğim gibi özel bir kongre olduğu için birçok insanın bunu kaçırmak istemeyeceğini, bu sayede uzun süreden beri görüşemediğimiz insanlarla görüşme, bağlantıda olduklarımızla da yüz yüze tanışma şansını elde edeceğimi düşünüyordum… Doğru çıktı!

Ufuk Önen ve Bob Katz (sağdan ikinci). Elimdeki çantaya dikkat! :)

Ufuk Önen ve Bob Katz (sağdan ikinci). Elimdeki çantaya dikkat! 🙂

 

9 Ekim sabahı kongre merkezine girerken aklımda ilk iş olarak Bob Katz’ı aramak vardı. Görüşelim diye konuşmuştuk. Aramaya gerek kalmadan girişte karşılaşmamız güzel bir tesadüf oldu. Yaklaşık bir saat sohbet ettik. Yemeğe çıkacaktık ancak ben keynote konuşmasına katılmak istediğim için mümkün olmadı maalesef. Katz, hem o gün hem de konferansın son günü Türkiye’yeye gelmek ve ATMM konferansımıza katılmak istediğini özellikle vurguladı. Önümüzdeki yıllarda kendisini ağırlamak için elimizden geleni yapacağız.

 

Keynote

Keynote öncesi, uzun zamandan beri yazışmakta olduğum, ATMM 2014’ün bildiri değerlendirmelerinde ve seçmelerinde biz yardımcı olan, AES’in 2014 yılındaki oylamalarında başkan seçilen John Krivit ile sonunda yüz yüze tanıştık. Krivit özellikle öğrencilerin ve genç profesyonellerin AES’e katılmaları ve aktif roller üstlenmeleri konusunda büyük çaba gösteriyor, bu konuda sürekli çalışmalar yapıyor.

Alan Parsons: "mp3... How did we allow that to happen?

Alan Parsons: “mp3… How did we allow that to happen?

 

AES 137. kongresinin açılış töreninde keynote konuşması Alan Parsons tarafından yapıldı. Parsons müzikle ilgilenen hemen hemen herkesin tanıdığı biri. Bir yandan Beatles, Pink Floyd gibi grupların ses kayıt mühendisi, diğer yandan da Alan Parson Project adı altında milyonlarca albüm satmış bir müzisyen olarak bilinen bir isim. Parsons, konuşmasında müzik endüstrisinin teknik açıdan durumuna değindi ve tüketiciye sunulan ürünlerin daha kaliteli olması gerektiğini, bu sayede dinleyicilerin standartlarını yükseleceğini savundu. Kendi evinde bile eşinin ve çocuklarının laptop hoparlörleri ile mp3 dosyalarından ya da düşük kaliteli streaming servisleri üzerinden müzik dinlediğini söyleyen Parson’ın şu sorusu salonu kırdı geçirdi: “mp3… How did we allow that to happen? (mp3… Bunun olmasına nasıl izin verdik?)

Alan Parsons ve Ufuk Önen

Alan Parsons ve Ufuk Önen

 

Keynote sonrası Alan Parson ile sohbet etme şansım oldu. ATMM konferansımızdan bahsettim. Türkiye konserinden çok memnun kaldığını, konferansa da gelip konuşmak yapabileceğini söyledi. Bu arada yeni kitabı Art & Science of Sound Recording de imzalattım!

 

Sunumlar, Paneller ve Workshop’lar

AES 137th Convention programı kongrenin 12 yıl sonrasında Los Angeles’a dönmesinin şerefine gerçekten çok doluydu. Aynı anda o kadar çok sunum, panel, workshop ve konuşma oluyordu ki, çakışmalardan dolayı istediğiniz tüm etkinliklere katılmak imkansızdı. Elimden geldiğince birçok sunuma ve panele katılmaya çalıştım.

Katıldıklarım arasında bir sunum/panel beni gerçekten etkiledi… Loudness Wars: Give Peaks a Chance. Bu arada söylemem gerekir ki bu başlık, bugüne kadar gördüğüm en iyi sunum veya panel başlıklarından biri! Bu panelde Florian Camerer (ORF Austrian TV & European Broadcasting Union), efsane mastering mühendislerinden Bob Ludwig (Gateway Mastering Studios), Thomas Lund (TC Electronic), parametrik EQ’nun babası George Massenburg (Schullich School of Music & McGill University) ve Susan Rogers (Berklee College of Music)  ayrı ayrı sunumlar yaptı. Bu sunumda LUFS kriterinin dünyada gittikçe kabul görmeye başladığının farkına vardık. ‘Loudness’ ve ‘headroom’ konularında özellikle Amerikan ve Avrupa televizyonları büyük yol kat etmişler. Filmler üzerinde de belli standartlar gelişmek için çalışmaları devam ediyor. Diğer yandan iTunes sayesinde de önemli gelişmeler oluyor. LUFS konusuna yakın tarihte bir yazımda yer vermek istiyorum.

Bu arada, Massenburg, panelde Bruce Swedien tarafından 1950’li yıllarda yapılmış bir takım kayıtlardan bazı bölümler dinletti. Gerçekten inanılmazdı! Bir insan boşuna efsane olmuyor (evet, tabii ki Thriller’ı unutmuyoruz, o başka). Kongrede Bruce Swedien da vardı. Kendisiyle beş yıl sonra tekrar fotoğraf çektime şansım oldu.

Bruce Swedien ve Ufuk Önen

Bruce Swedien ve Ufuk Önen

 

Ek olarak, Andrew Scheps’in Red Hot Chili Peppers’ın single’ı ‘Pink As Floyd’u (2013) nasıl mikslediğini anlattığı sunum da oldukça iyiydi. Tüm miksi ‘in the box’ yapmış, mikser veya ‘outboard gear’ kullanmadan her şeyi bilgisayar üzerinde ‘plug-in’lerle çözmüş. Sunumda kullandığı Pro Tools dosyası  gerçek miks dosyasıydı. Scheps’in mikse yaklaşımı çok basit ve sade. Ezberden asla gitmiyor. Kulağına ne iyi geliyorsa onu kullanıyor veya parametreleri o şekilde ayarlıyor. Her şeyi üst üste yığmaya çalışmaktansa sürekli bir şeyleri çıkartarak ya da eksilterek çalışıyor.

15,043 kayıtlı ziyaretçi ve 307 firmanın katıldığı AES 137th Convention’da gerçekleşen etkinlikler ile ilgili detaylı bilgilere şu linklerden ulaşabilirsiniz: Day 1 Day 2Day 3Wrap Up

 

It Has to Work With the Picture

Kendi sunumumdan da biraz bahsedeyim…  Başlığı It Has to Work With the Picture: Audio Education for Film and Media Students olan sunumumda Bilkent Üniversitesi’nde geliştirdiğim ve İletişim ve Tasarım Bölümü’nde vermekte olduğum COMD 361 Sound Design dersi üzerinden üniversitelerin görsel medya ve benzeri bölümlerindeki öğrenciler için ses teknolojisi derslerinin ve genel olarak bu alandaki eğitimin kendi fikrime göre nasıl olması gerektiğini anlattım. Bu bölümlerdeki öğrenciler için verilen ses teknolojisi dersleri, amacı ses üzerine profesyonel olarak çalışmayı hedefleyen öğrencilere verilen derslerden daha farklı olması gerekiyor çünkü görsel medya öğrencileri ses ve ses teknolojilerini kendi hedefledikleri alanlara (yönetmenlik, editörlük vb.) ek ya da destek olarak ele alıyorlar. Dolayısıyla işin teknik boyutuna detaylı bir şekilde girmekten çok ses ve görüntü arasındaki ilişkiyi incelemek ve işin kavramsal boyutuna inmek gerekiyor. Bu sunumu yurt içinde de çeşitli yerlerde yapmayı planlıyorum. Eğer zaman bulabilirsem bu planı 2015 yılı içinde hayata geçirebilirim.

 

Fuar

AES 137. kongresinde dört gün boyunca birçok koldan sunumlar ve paneller gerçekleştirilirken üç gün süren kocaman bir de fuar vardı. Fuarları pek sevmem. O gürültü ve curcuna içinde ürünlerle ilgili bilgi almaya çalışmanın ya da ürünleri denemenin pek sağlıklı olmadığını düşünürüm. Bu fuarın benim için en cazip yanı fuarı değerli dostum Bobby Owsinski ile birlikte gezmem oldu. Bobby o kadar çok insan tanıyor ki bir yandan birçok firma yetkilisi ile diğer yandan da çeşitli profesyonellerle tanışma ve sohbet etme şansını yakaladım.

Audionamix ADX Trax

Audionamix ADX Trax

Fuarda üç ürün dikkatimi çekti: Audionamix ADX Trax (yazılım), Genelec 8531 (monitör) ve Triad-Orbit (mikrofon sehpaları).

Genelec 8531

Genelec 8531

ADX Trax, mono veya stereo kayıtlardaki vokali ya da diğer öne çıkan bir enstrümanı ayıran bir program. Sadece ayırmakla kalmıyor, yani vokali sadece çekip almıyor… İsterseniz vokalin parça içindeki dengesini ayarlamanıza (açmak veya kısmak), efekt vermenize ve benzeri işlemler yapmanıza da imkan tanıyor. Daha önce bunlar denendi mi? Evet. Başarılı oldu mu? Hayır. ADX Trax bu işi başarabiliyor mu? Fuarda duyduğum kadarıyla evet!

Genelec 8531 Smart Active Monitor, alışılmış hoparlör tasarım çizgilerinin dışına çıkan bir stüdyo monitörü. 1 metrede 110 dB SPL ses şiddeti üretebilen bu üç yollu monitörde geleneksel bir woofer bulunmuyor. Küçük dinleme alanları için optimize edilmiş olan 8531’i Bobby ile birlikte özel demo odasında dinledik ve gerçekten çok beğendik.

Triad Orbit

Triad Orbit

Triad-Orbit mikrofon sehpaları dikkatimi çeken bir diğer ürün oldu. Triad-Orbit firması mikrofon sehpasını adete yeniden tanımlamış. Ayrıca ürünlerin kalitesi ve sağlamlığı da gerçekten övgüye değer. Mutlaka inceleyin.

Audio Engineering Society’nin gelecek kongreleri ile ilgili bilgi almak için tıklayınız. Los Angeles seyahatimde çektiğim diğer fotoğraflar için tıklayınız. Benzer paylaşımlar için beni Twitter’da takip edin.