itunesradio

Apple, iTunes Radio adını verdiği yeni bir müzik servisi ile ‘streaming’ alanına girdiğini duyurdu. Aslında bu, çok şaşırtıcı bir şey değil çünkü internet üzerinden müzik dinleme alışkanlığı gün geçtikçe artıyor. Bir parçayı veya albümü ücretini ödeyip (ya da korsan olarak) indirmektense artık insanlar yavaş yavaş internet üzerinden dinlemeyi tercih etmeye başladı.

 

Yeni Tercih: ‘Streaming’ Müzik

‘Streaming’ müziğin tercih edilmesinin arkasında yatan nedenlerden biri büyük olasılıkla disk alanı problemi. mp3 ve AAC dosyalarından oluşan dijital müzik arşivleri çok hızlı bir şekilde genişleyebiliyor, arşiv genişledikçe daha fazla disk alanına ihtiyaç duyuluyor. Günümüzde hard diskler çok pahalı değil diyebilirsiniz ancak bu sefer de karşımıza erişim problemi çıkıyor. Bugün artık birçok kişide bir masaüstü, bir dizüstü ve bir de akıllı telefon olmak üzere üç farklı cihaz var. Bu üçünden de müzik dinlemek mümkün ve bulunduğumuz ortama göre (ev, ofis, sokak, araba, otobüs vb.) bu üç cihaz arasından seçim yapıyoruz. Bu üç cihazdan da istediğimiz parçayı dinlemenin en basit yolu müziğe internet üzerinden ulaşmak. Artık internet erişimi hızlı, ev ve ofis dışında da kablosuz ağlar yoluyla internete erişim oldukça kolaylaştı ve bunlara ek olarak 3G üzerinden verilen internet paketleri de yavaş yavaş ucuzluyor.

Müziğe internet üzerinden ulaşmanın diğer bir cazip tarafı da yeni müzikler keşfetmek! Hangi servis veya siteyi kullanırsanız kullanın size, diğer dinlemiş olduğunu parçaları baz alarak, yeni parça önerileri sunuluyor. Bu öneriler için kullanılan algoritmalar her geçen gün gelişiyor, bu da önerilerin her geçen gün daha isabetli hale gelmesi demek oluyor. Müzik keşfetme İngilizcede ‘music discovery’ olarak adlandırılıyor. Bu, aslında, günümüzde müzik endüstrisinde üzerinde oldukça kafa yorulan bir iş kolu. Bir başka yazımda bu konuya değinmek isterim. İnternet üzerindeki müzik servis ve sitelerinden bahsetmişken; Türkiye’de ve dünyada ‘streaming’ müzik servisi veren farklı farklı siteler mevcut (Deezer, Spotify, Fizy, Grooveshark, Slacker vb.) ancak benim gözlemlediğim kadarıyla video sitesi olmasına rağmen YouTube, internet üzerinden müzik dinlemek için en çok kullanılan servis veya sitelerden biri.

 

Billboard ve YouTube

Müzik endüstrisinde otorite olarak kabul edilen yayınlardan biri olan Billboard, Şubat 2013’te YouTube videolarının izlenme sayılarının ‘single’ listeleri için dikkate alınmaya başladığını duyurdu. Bu, listelerin, sadece fiziki ve dijital (download) olarak satılan single sayılarının değil, satış rakamlarının yanı sıra parçaların YouTube videolarının izlenme oranlarının da dikkate alınarak oluşturulduğu anlamına geliyor. Billboard, parçaların sadece resmi kanallar yoluyla eklenmiş videolarının izlenme sayılarını dikkate alıyor. Resmi kanal olarak sanatçının veya plak firmasının YouTube kanalı ya da Vevo kabul ediliyor. Sanatçı veya plak firmasından izin alınmadan hazırlanmış ‘fan’ videolarının izlenme sayıları dikkate alınmıyor.

 

RIAA ve ‘Streaming’ Müzik 

Amerika Birleşik Devletleri’nde altın (gold) ve platin (platinum) plaklar RIAA (Recording Industry Association of America) tarafından verilir. 1958’de başlatılan satış belgeleme programına göre satışı 500 bin adedi geçen albüm ve single’lar altın, satışı 1 milyon adedi geçenler için ise platin plak ile ödüllendiriliyor. Uzun yıllar değişime uğramadan devam eden bu programa 1999 yılında bir ek yapıldı ve satışı 10 milyon adedin üzerine çıkan albümler için Diamond Award (elmas ödül) verilmeye başlandı.

Bu arada her ne kadar konumuzla çok ilgili olmasa da şunları sizinle paylaşmak istiyorum… RIAA’e göre 2013 Haziran itibarıyla tüm zamanların en çok satılan ilk beş albümü Thriller – Michael Jackson (29 milyon); Their Greatest Hits – Eagles (29 milyon); Greatest Hits Volume I & Volume II – Billy Joel (23 milyon); The Wall – Pink Floyd (23 milyon); Led Zeppelin IV – Led Zeppelin (23 milyon). Tüm zamanların toplamda en çok plak satan sanatçıları The Beatles (177 milyon); Elvis Presley (134.5 milyon); Garth Brooks (128 milyon); Led Zeppelin (111.5 milyon); Eagles (100 milyon).

RIAA, 2004 yılında internet üzerinden yapılan “dijital” (diğer bir deyişle fiziki olmayan) satışlar için Digital Single Sales Award (Dijital Single Satış Ödülü) programını başlattı. Bu ödülde de, tıpkı diğer ödüllerde olduğu gibi, 500 bin üstü satış adedi için altın, 1 milyon üzeri için platin ve 10 milyon üstü için de elmas ödül veriliyor. 2004’ten bu yana en çok single satışı yapan ilk beş sanatçı Taylor Swift (44 milyon); Rihanna (42.5 milyon); Katy Perry (29.5 milyon); Lady Gaga (28.5 milyon); Kanye West (25 milyon).

RIAA, 2013 Mayıs ayında Digital Single Sales Award’u da içine alan Combined Digital Single Award adında yeni bir ödül programı başlattığı duyurdu. RIAA’nın sitesindeki açıklamaya buradan ulaşabilirsiniz. Bu yeni programa göre ‘streaming’ yoluyla dinlenilen parçaların dinlenme sayıları da single satış sayılarına ekleniyor. Programın kabul ettiği ‘streaming’ müzik ve video siteleri arasında Spotify, Rhapsody, Xbo Music, VEVO, MTV.com, Yahoo! Music ve elbette YouTube var.

RIAA, internet üzerinden 100 defa dinlemeyi (ya da ‘stream’ etmeyi) bir adet single satışı ile eş tutuyor. Diğer bir deyişle 100 milyon defa dinlenilmiş bir parça 1 milyon satmış olarak kabul ediliyor. Başka bir örnek verecek olursak internet üzerinden 25 milyon defa dinlenilen ve dijital single’ı 250 bin satan bir parça altın (gold) ödül alıyor. Bu 100:1 oranı bana oldukça mantıklı geldi. 1 milyon single satmak ne kadar zorsa parçayı internet üzerinden 100 milyon defa dinletmek de o kadar zor bence.

Yeni programın açıklanması ile birlikte 56 parça ödül aldı. Ödül alanların içinde yenilerin yanı sıra Michael Jackson (“Billie Jean”), Whitney Houston (“I Will Always Love You”), Aerosmith (“I Don’t Want to to Miss a Thing”, Kansas (“Dust in the Wind”) gibi eski ve köklü sanatçılar da var.

 

Apple ve ‘Streaming’ Müzik

itunesradio_iconBillboard ve RIAA’in liste ve ödül programlarında ‘streaming’ sayılarını dahil etmesi internet üzerinden müzik dinlemenin yavaş yavaş çok ciddi bir alışkanlık haline geldiğinin önemli bir göstergesi. Apple’ın bu alana girmesi bir süreden beri bekleniyordu; 300 milyon iTunes kullanıcısına sahip Apple’ın böyle gelişmekte ve büyümekte olan bir pazara dahil olması şaşırtıcı değil.

iTunes Radio, hem iPhone, iPad ve iPod Touch hem de Mac ve PC üzerinde iTunes üzerinden hizmet vermek üzere tasarlanmış bir servis. 18 Eylül 2013’te Amerika Birleşik Devletleri’nde kullanıma açıldı. iTunes Radio ile kullanıcılar kendi seçimleri doğrultusunda belirlenmiş tema veya şarkılar üzerinden radyo istasyonları oluşturabiliyorlar. Bu servis ücretsiz; reklamlarla destekleniyor. iTunes Match üyeleri ise bu servisten reklamlar olmadan yararlanabilecek (iTunes Match’in ücreti Türkiye’de şu an için yıllık 39.99 TL).

‘Streaming’ müzik servislerinden Pandora 70 milyon, iHeartRadio 48 milyon, Spotify ise 20 milyon kullanıcıya sahip. Bunlara ek olarak yeni rakipler de var: Arena ve Trent Reznor ve Dr. Dre’nin de arkasında olduğu Beats Music. Arena, her ‘stream’ için 0.21 USD telif ödeyecek (bu, diğer ‘streaming’ servislerine göre çok çok yüksek bir miktar. iTunes Radio’nun en büyük avantajı sayıları 300 milyona ulaşan iTunes kullanıcıları. Tüm iTunes kullanıcılarının bir anda iTunes Radio’yu kullanmaya başlaması beklenemez elbette ama potansiyel müşteriler olarak düşündüğümüzde 300 milyon gerçekten çok cazip bir sayı.

 

Bu yazı Sound dergisinin 2013 Eylül sayısında yayınlanmış ardından bu site için revize edilmiştir. Benzer yazı ve paylaşımlar için beni Twitter’dan takip edin.